15 Temmuz 2013 Pazartesi

ROMA'DA NE YESEK?

Biliyorsunuz ki İtalyan Mutfağı diye bir şey var ve Roma da İtalya’nın başkenti. Bu da demek oluyor ki aslında çok şanssız bir gün geçirmiyorsanız veya Vedat Milor değilseniz, gözünüze kestirip girdiğiniz herhangi bir lokantada güzel bir yemek yeme ihtimaliniz oldukça yüksektir. Yine de zamanımız ve paramız değerlidir. Her büyük şehirde olduğu gibi Roma’da da para ve zaman tuzağı olan turistik lokantalardan uzak durmakta fayda vardır. Mönü önünüze geldiğinde 10 ayrı dile çevrilmiş olduğunu görürseniz, turistik bir restorandasınız demektir.  Hemen kaçın. Roma’nın meşhur meydanları, yani Piazza’ları da (mesela Piazza Navona) turistik lokantaların yerleştiği noktalardır. Yemek tercihlerimizi buradaki yerlerde değil de daha çok sokak aralarında ya da daha küçük meydanlarda değerlendirmek bizi Roma’nın gerçek tadını almaya bir adım daha yaklaştırır. Zaten Roma’da yaşayan yerli halk da bu mekânlara asla gitmez. “Roma’dayken Roma’lılar gibi yapmak gerekir” diye antik ve ünlü bir söz vardır. İşte bu sözü yemek konusuna uyarlayabiliriz.



İtalyan mutfağı denilince akla hemen makarnalar ve pizzalar gelir. Ya da İtalya’yı ziyaret etmiş olan insanlardan sıkça duyarsınız, sabah akşam makarna ve pizza yedik, bıktık derler. Eğer Roma gezinizde sadece pizza ve makarna yerseniz bir şeyleri eksik bırakmış olursunuz. Roma’da yemek sadece bunlardan ibaret değildir. Tabii ki mönülerde “Pasta” adıyla göreceğiniz bin bir türlü sosla çeşitlendirilmiş makarnalar veya yine sayılması zor çeşitte malzemelerden yapılan pizzalar başköşede olacaktır ve mecburen bunları sıkça tadacaksınız ancak bunlara alternatif olabilecek, Roma’ya has tabakları da kaçırmamak gerekir.

Yemek tarifine girmeden, sadece kısaca bahsetmem gerekirse, bizde pek sevilmese de enginar bu mutfağın baş tacıdır. Enginarla yapılan meşhur iki yemek, “carciofi alla romana” ve   “carciofi alla giuda” bu konuda fikir sahibi olmamıza yetecektir. Şaşalı İtalyanca isimlere takılmayalım. “Carciofi alla romana” Türkçesi ile Roma usulü enginardır.  Enginarlar zeytinyağı ile şöyle bir kavrulur, sarımsak ve nane eklenir. “Carciofi alla giuda” ise Yahudi usulü enginardır ve tarihi çok eski zamanlara dayanan tipik bir roma-yahudi yemeğidir. Enginarlar tavada kızartılır, yanında mozzarella peyniri ve yine bu mutfağın önemli parçalarından Zucchini çiçekleri sunulur.

Et konusunda değişik tatlar arayanlara önerim ise Pajata olacaktır. Bizim yemek kültürümüzde de sakatat hoşgörü ve sevecenlikle karşılanır ve afiyetle yenilir. İtalyanların ”quinto quarto” dedikleri bu tarz yemeklerin en ünlüsü Pajata’dır ve oldukça lezzetlidir. Pajata’yı domates sosunda pişmiş kuzu bağırsağı olarak tarif edebiliriz. Bu tarz lezzetleri seviyorsanız quinto quarto’nun peşinden gidebilirsiniz.



Bunların yanı sıra daha hafif lezzetler için, bizde de pek sevilen “Bruschetta”, otlu ve peynirli pideye benzetebileceğim “Pizza Bianca”, çok özel hazırlanmış hafif, çabuk, lezzetli ve geleneksel bir spaghetti sunumu olan meşhur “Cacio e Pepe” ve çeşitli peynir ve salam, sucuk benzeri et ürünlerinin tadımını kapsayan bir şarküteri mönüsü de programa dâhil edilebilir.

Sizi bilmem ama söz konusu yemek olunca aşırı resmiyet, dini bir törensellik, elbise kodları vs.  benim pek  hoşuma gitmez.  Anthony Bourdain tarzı “no reservation” mekânlarda yemek yemeyi, daha doğrusu karnımı doyurmayı severim.  Roma çok büyük bir şehir ve bu şehirde on bine yakın yemek yenilecek mekân var.  Bunların bir kısmı önünden bile geçmek istemeyeceğiniz kadar kötü, bir kısmı ise benim gibi adamları önünden geçirmeyecekleri kadar seçkin ve pahalı. Bu yazımda ben kişi başına aşağı yukarı 20-40 Euro aralığında güzel yemek yiyebileceğimiz yerleri seçtim. Sessizlik yemini etmiş keşişler gibi ifadesiz bir şekilde servis yapmayan, cana yakın, siz “Totti” deyince sevinen ve hatta bundan cesaret alıp size Roma futbol takımının son transferlerini nasıl bulduğunuzu soran garsonları olan yerleribelirlemeye çalıştım. Bu mekânların bazıları çok bilinen ve önünde kuyruklar oluşan yerlerken, bazıları ise bu yazıyı yazarken henüz keşfedilmemiştir diye umduğum işletmelerdir. Bunları sıralarken ise herhangi bir kıstas gözetmedim ve aklıma geldiği sırayla anlattım. Mekan isimlerinin altına adreslerini de yazdım ki, web üzerindeki haritalardan arayıp bulabilesiniz. Afiyet olsun.


L’ANGOLO DIVINO
Via dei Balestrari 12

    L’angolo Divino pek sevdiğim meydan Campo del Fiori’nin yakınlarında bulunuyor ancak turistik bir mekan olmamayı başarmış. Kendine has sıcak bir atmosferi var ve insana Roma’da olduğunu hissettiriyor. Burası aslında bir şarap evi ve insanlar buraya yemek yemekten daha çok şarap tatmaya geliyorlar. Enoteca, Romalıların Yunanlılardan aldığı bir deyim ve şarap tatmak anlamına geliyor. Roma’da bir enoteca için L’Angolo Divino oldukça ideal bir yer. Şarabı bahane edip bir takım güzel peynirlerin, salam, sucuk benzeri, İtalya’ya mahsus özel et ürünlerinin tadına bakıp karnımızı burada güzelce doyurabiliriz. Siz de benim gibi şaraptan anlamıyorsanız, seçimi rahatlıkla burada çalışanlara bırakabilirsiniz. Cüzdanınızı zorlamayacak fiyatlarla güzel İtalyan şaraplarının tadını çıkartabilirsiniz. Özellikle mekânın işletmecisi Massimo hem misafirperver hem de bu konuda pek bilgili bir kişidir. Kendisini yakalarsanız küçük bir sohbetten çekinmeyin ve şarap konusunda yardım isteyin.  L’Angolo Divino  Salı ve Cumartesi günleri 10:30- 15:00 ve sonra 17:00 – 01:30 saatleri arasında açık. Pazar ve Pazartesi günleri ise sadece 17:00 – 01:30 arasında çalışıyorlar. Akşam saatlerinde gitmeden önce arayıp, rezervasyon yaptırmakta fayda var.






TAVERNA ROMANA
Via Della Madonna Dei Monti  79

“Colosseo” yakınlarındaki Taverna Romana tursitlerin pek gitmediği küçük ve geleneksel mekanlardan bir tanesi. Burada yemekler gerçekten lezizdir ve tıka basa yediğinizde bile kişi başı 20 Euro’nun altında bir hesap ödersiniz. Nefis ev yapımı şarapların yarım litresi 6 Eurodur mesela. Buna karşılık servis kalitesi biraz düşüktür. Siparişlerin gelmesi zaman alabilir ya da bir su istediğinizde birkaç söylemeniz gerekebilir. Yine de yemeklerin lezzeti ve ödediğiniz paranın uygunluğu hatırlanırsa biraz sabırlı olmak ve içinde bulunduğunuz bu küçük İtalyan lokantasının geleneksel atmosferinin tadını çıkartmak en güzeli olur. Rezervasyon da alıyorlar ama çat kapı geldiğinizde de hoş karşılanıyorsunuz. Makarnaları meşhurdur ve jambonlu bezelyeli makarna ( pasta paglia e fieno) ile Rigatoni All’amatricana tavsiye edilir. Bu makarnaların sosunun içinde domuz eti oluyor, teyitli bilgi.  Hoşunuza giden bir et türü değilse önceden sormanızda fayda var. Hesap fazla gelmese de kredi kartı geçmediğini hatırlatayım. Hazırlıklı gidiniz.




SIGNOR PANINO
Via Pie di Marmo 35

Roma’nın turistik açıdan en civcivli yerlerinden biri olan Pantheon yakınlarındaki bu mekan geleneksel bir roma lokantası olmasa da, harika sandviçleri ile ayaküstü bir şeyler atıştırmak istediğimizde ya da yanımızı yolluk bir şeyler almak durumundaysak lezzet ve temizlik olarak göğsümüzü gere gere alışveriş yapabileceğimiz bir yer olarak öne çıkıyor. Burada sıcak ya da soğuk, özel ekmeklerle yapılmış nefis sandviçler, bruschettalar veya hamburgerlerin yanı sıra şaraptan soğuk içeceklere her türlü içkiyi de bulabiliyoruz. Şehir içindeki turistik gezimiz esnasında bir mola vermek için ideal bir durak.



BAFFETTO
Via del Governo Vecchio

Şehirdeki en iyi pizzacı mı bilemem ama en popüler olanı budur diyebiliriz. Önünde her daim bir kuyruk olur. Navona meydanına pek yakın olan bu mekanda yemek için kuyruğa girmeyi göze alacaksanız iyi bir haber olarak kuyruğun göründüğü kadar korkutucu olmadığını ve çabuk ilerlediğini söyleyebilirim. Bu yoğunluğun bir sonucu olarak servisten genelde şikayet edilir ama pizzalar gerçekten çok lezzetlidir. Eminim Roma’da güzel ve geleneksel İtalyan  pizzası yenilecek, henüz keşfedilmemiş başka yerler vardır. Ancak Roma’da Pizza denilince akla gelen birkaç yerden biri olan Baffetto’da  “Ben orada yedim anacım, bir numarası yok, pizzacı işte” diyebilmek için bu kusurlara katlanmak gerekiyor. 



PICCOLO ARANCIO 
Vicolo Scanderberg 112

Aşk Çeşmesi ya da Trevi Çeşmesi yakınlarında konuşlanmış olan Piccolo Arancio küçük ama kendine has bir atmosferi olan tipik bir İtalyan lokantası. Fellini’nin siyah beyaz İtalyan filmlerinin atmosferini hissedebileceğiniz bir ara sokakta, yazları dışarıya atılan masaları ile sevimli bir mekân. Salaş haline bakıp sakın pas geçmeyin. Başta bahsettiğim enginarlı yemeklerin en hası burada bulunabilir. Özellikle başta sözü geçen Yahudi usulü enginar buranın spesiyalidir ve fiyatları da bütçeye uygundur. Diğer yemekleri de denenebilir. Spaghetti alla Carbonara’yı önerebilirim.  Ben tatmadım ama ev yapımı şaraplarının, özellikle de beyaz şaraplarının çok leziz olduğunu duymuştum. Pazartesi açık olmadığını hatırlatayım.


2 yorum:

  1. Bundan tam bir yil once bir hafta kadar, Roma daydik. Pizzalar,makarnalar arasinda yedigim truf mantarli bonfilenin tadini untamiyorum....Ayrica hergun yedigim Roma dondurmasi harikaydi...Okuyunca guzel anilara bir yolculuk oldu tesekurler.......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar gidersiniz belki. Ben teşekkür ederim. :)

      Sil

İzleyiciler